turk-egitim-yonetiminde-kadinin-durumu

Türk Eğitim Yönetiminde Kadının Durumu

Günümüzde çalışma hayatının her alanında yer alan kadınların çalışmaları açısından gelenekselleşmiş iş alanları ve meslek grupları belirginleşmiştir. Eğitim bu alanların en önde gelenlerinden biridir. Kadınların girmekte, yükselmekte ve erkek meslektaşları karşısında rekabet etmekte büyük güçlük çektiği meslek gruplarının başında ise “yöneticilik” gelmektedir. Bugün toplumsal ve ekonomik yaşama kadının en ileri düzeyde katılımının sağlandığı ülkelerde bile “kadın yönetici” kavramını yerleştirmek için büyük çabalar harcanmaktadır (Tikici, 1998, s. 58). Kadınların okul yönetiminde yer almalarının tarihi 1871-1872 yıllarına kadar uzanmasına rağmen, Türkiye’de ilk kadın İlçe Milli Eğitim Müdürü 1968, ilk kadın İl Milli Eğitim Müdürü’nün atanması 1990 yılında gerçekleşirken (Aydın, 2009), ilk kadın Milli Eğitim Bakanı ise 2009 yılında atanmıştır.

Türkiye Eğitim Sistemi kadınların yoğun olarak çalıştıkları bir alandır. Öğretmenlik, özellikle okul öncesi ve ilköğretim kademelerinde, “annelik rolü” ve “kadının doğası”yla uyumlu özellikler gerektiren bir meslek olarak görülmektedir. Kadının geleneksel rollerini aksatmadan devam ettirebildiği için kadınlara “yakıştırılmaktadır”. Toplumda öğretmenlik hala bir “kadın mesleği” olarak algılanmaktadır. Ancak kadın öğretmen sayısı fazla olmasına rağmen, müfettişler, okul müdürleri ve MEB merkez teşkilatı yöneticileri arasında kadınların sayısı çok azdır (Ünal, 2003, s. 108). 19 Nisan 2008 tarihinde dönemin Milli Eğitim Bakanı’nın yaptığı açıklamaya göre, istatistiklerde 81 ilin Milli Eğitim Müdürü arasında hiç kadın yok iken, 922 İlçe Milli Eğitim Müdüründen ise sadece 5’inin kadın olduğu görülmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcılarının tamamı erkek, 16 Genel Müdürlükten Kız Teknik Öğretim Genel Müdürü kadın, 40 Genel Müdür Yardımcısının arasında da kadın Genel Müdür Yardımcısı sayısı sadece 3’tür. 77 Daire Başkanı’ndan 8’i,  422 Şube Müdürü’nün 69’u kadın yöneticidir (Sağlam ve Bostancı, 2012, s. 142-143).

Ülkemizde okul yöneticiliği konusuna tarihi süreç içerisinde incelendiğinde, okul yöneticilerinin öğretmenler arasından seçildiği görülmektedir. Ancak çağı yakalayacak bireyleri  yetiştiren eğitim kurumlarının,  bu yöntemle atanan okul  yöneticileri ile yönetilemeyeceğini anlayan  MEB’in 23.09.1998 tarih ve 23172 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Atama ve Yer Değiştirmeye İlişkin  Yönetmelik ile yöneticilerin seçimini sınava tabi tutarak hizmet içinde yetişmelerini amaçlamıştır. Okul yöneticiliği için öğretmenlik tecrübesini esas alan önceki atamalara göre yapılan bu değişiklik olumludur. Çünkü eğitim yöneticiliği öğretmenlikten ayrı alan olarak görülmektedir. Tecrübe iyi olmasına rağmen çok pahalı bir yeterliktir. Yöneticinin tecrübe hanesindeki hatalar, sonuçta devlete, ulusa ve vatandaşa çok pahalıya mal olmaktadır. Tecrübe geçmişe dönük iken, karar geleceğe yöneliktir. Okul yönetiminde, karar verirken geçmişteki örnekleri izlemek hem sistemi iş göremez hale getirir hem de personelin yetişmesini engeller (Bursalıoğlu, 2000, s. 209). Eğitim yöneticisi yetiştirmede yapılan bu olumlu değişiklikle “tecrübe” yerini “yeterlik” ölçütü göz önüne alınarak daha çok kadın yöneticinin işbaşına gelmesinin yolu açılmıştır. Daha önceki yapılan atamalarda toplumun kadın yöneticilere bakışının da etkisiyle yönetici atamalarında daha çok erkek yöneticilerin tercih edildiği bilinen bir gerçektir. En azından okul yönetimine yapılacak atamalarda kadın ve erkek öğretmenlerin şansı eşitlenmiştir.  Nitekim bu yönetmeliğin yeni yayınlandığı sıralarda, ilköğretim I. ve II. kademedeki kadın öğretmenlerin oranı % 44 olduğu halde, aynı okullardaki kadın yöneticilerin oranı sadece %5,7 olduğu görülmektedir. Kadın öğretmenler de erkek öğretmenler kadar yönetici olmayı istedikleri halde bu oranın çok düşük olması, kadınların yönetici olmalarına karşı olumsuz tutumu göstermektedir (Altınışık, 1999).

Son yıllarda ilköğretim kademesindeki kadın öğretmen sayısının önemli oranda artması, kimi koşullarda ailelerin kız çocuklarını okutmalarına karşı oluşturdukları direnci kırabilmesi açısından okuldaki öğretmenin kadın olmasının önemi büyüktür. Buna ek olarak öğretmenler ve okul müdürleri öğrenciler için birer rol modeli olarak onların hayatlarını önemli bir ölçüde etkilemektedirler. Bu bağlamda kadın öğretmenlerin sayısındaki artış gibi kadın yöneticilerinin de sayısının artması oldukça önem taşımaktadır. MEB Personel Genel Müdürlüğü’nün 2010-2011 yılı verilerine göre eğitim yöneticisi konumundakiler arasında kadınların oranı çok düşüktür. MEB bünyesinde merkez, taşra ve okul/kurumlarda görev yapan 82.978 yöneticinin % 11,9’unu (9.853) kadınlar oluşturmaktadır (KGSM, 2012, s. 15). Milli Eğitim Bakanlığı’nın çıkarmış olduğu yönetmeliklerle yönetici atamalarında kadınların yönetici olmalarının önünde resmi olarak bir engel bulunmamasına ve erkeklerle eşit şansa sahip olmasına hatta bazı kurumlarda öncelikle kadın yönetici tercih edilmesine rağmen kadın yönetici sayısının çok az olduğu görülmektedir.

Türk Eğitim Yönetiminde Kadının Durumu – Yararlanılan Kaynaklar

Altınışık, S. (1999). On Yıl Öncesine Kıyasla Öğretmenlerin Okul Müdürlüğündeki Sayısal Azlığının Görünümü. 4. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi Bildirileri, Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayını, 51,
94-107.

Aydın, İ. (2009). Türk eğitim yönetiminde öncü kadınlar-1. Ankara: Pegem Akademi.

Bursalıoğlu, Z. (2000).  Eğitimde Yönetimi Anlamak Sistemi  Çözümlemek. Ankara: Pegem A Yayıcılık.

Kadın Statüsü Genel Müdürlüğü (2012). Türkiye’de Kadın. Web sayfası: http://www.kadininstatusu.gov.tr/upload/kadininstatusu.gov.tr/mce/trde_kadin_2012_ekim.pdf

Sağlam, A. Ç. ve Bostancı, A. B. (2012). Milli Eğitim Bakanlığı Merkez ve Taşra Örgütleri Yönetim Pozisyonlarında Kadınların Temsil Edilme Düzeyine Yönelik Yönetici Görüşleri. Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 5(2), 140-155.

Tikici,  M. (1998). Malatya’da Hizmet Üreten Özel Sektör İşletmelerinde Kadın ve Erkek Yöneticilerin Liderlik Özellikleri Açısından Karşılaştırılması. Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2(2), 53-67.

Ünal, I. (2003). İlköğretim Okullarında Demokratik Okul Ortamlarının Oluşturulmasına Kadın Yöneticilerin Katkısı. Eğitim Bilim Toplum,1(2-3), 108-123.

 

Ayrıca Kontrol Edin

Örgüt Kültürünün Oluşumu

Örgüt kültürü, örgütlenmenin başladığı andan itibaren oluşmaya başlamış, neo-klasik dönemde etkisini göstererek günümüze kadar gelmiş …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir