Eğitimle ilgili literatür incelendiğinde “başarı” veya “akademik başarı” terimleriyle çok sık karşılaşılır. Her ne kadar bu iki terim farklı kavramlar gibi görünse de, bu terimlerin iç içe geçmiş olduğu ve genellikle “başarı” teriminin akademik başarıyı da kapsayıcı özellikte olduğu bilinmektedir. MEB Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 43. maddesine göre “Öğrencilerin başarısı; öğretim programı öğrenme kazanımları esas alınarak dersin özelliğine göre yazılı sınavlar, uygulamalı sınavlar, performans çalışmaları ve projeler ile işletmelerde beceri eğitiminde alınan puanlara göre tespit edilir.” ifadesinde de başarı ve akademik başarı arasında bir ayrım yapılmadığı ve başarı kelimesinin akademik başarı anlamında kullanıldığı açıkça belirtilmektedir.
Bununla birlikte “akademik başarı” kavramına ait literatür incelendiğinde farklı olarak ifade edildiği de bilinmektedir. Olcay ve Döş’ün yaptığı çalışmada “okul başarısı” ifadesi kullanılırken Güleç ve Alkış’ın yaptığı çalışmada “okuldaki başarı” ifadesinin kullanıldığı görülmektedir. Uygulamada bu şekilde kullanım farklılıkları olsa da bu iki ifade, birbirinden farklı düşünülemez hâle gelmiştir.
Başarı genel ifade olarak tanımlanacak olursa “Başarı, istenilen bir sonuca ulaşma yönünde bir ilerlemedir.” şeklinde ifade edilebilir. Eğitimde başarı ise okul genelinde veya sınıf ortamında gösterilen derslerde geliştirilen ve öğretmenlerce takdir edilen notlarla, test puanlarıyla ya da her ikisi ile belirlenen beceriler veya kazanılan bilgilerin ifadesi olan “akademik başarı” kastedilmektedir. Okul ortamında öğrencinin psikomotor ve duyuşsal gelişiminin dışında kalan, öğretim programlarındaki kazanımların elde edilmesi sonucu bireydeki davranış değişimlerini ifade eder. Değişime sonuç olarak baktığımızda ise öğrenci başarısında öğrencinin önceden belirlenmiş bilgi ve becerileri kazanmayı gerektiren konularda istenilen düzeyde yeterlilik göstermesi ve bu yeterliklerin ölçme araçları ile öğrencinin olumlu tepkileriyle ortaya çıkan sonuç olarak da görülebilir.
Okullarda başarılı ve başarısız olarak öğrenciler, öğretmenlerin verdiği sayısal notlarla değerlendirilmektedir. Bu notlar sınıf geçmede etkili olduğundan dolayı davranış değerlendirilmesinin de önüne geçmektedir. Aslında okullar, bilgilerin kazanıldığı ve bilişsel gelişimin sağlandığı aynı zamanda öğrencileri bir üst eğitime hazırlandığı yerlerdir. Öğrencilere verilen sayısal notlar, onun okul başarısını veya başarısızlığını ifade etmektedir. Yani okul başarısı, akademik olarak öğrencinin gösterdiği performansa göre belirlenen bir göstergedir. Bir başka açıdan öğrenci başarısı, okuldaki eğitim-öğretim sürecinde, öğrencinin kazandığı (bilgi, beceri ve davranış) öğrenmelerin gerçekleşmesidir.
Başarı, belirlenen bir amaca ulaşma veya istenilen sonucu elde etme olarak da kabul edilmektedir. Öğrencide ise başarı kavramı, öğrencinin eğitim-öğretim ortamında aldığı ders, sınıf ve okula ait önceden belirlenmiş hedeflere ulaşma hâlidir. Önceden belirlenmiş hedeflere ulaşamadığı zaman başarısız olarak kabul edilip sınıf tekrarı veya ders tekrarı gibi terimler ile ifade edilir. Eğitimde, program hedeflerinin öğretim süreci sonunda öğrencide tutarlı davranış hâline getirilmesi ile gerçekleşen duruma akademik başarı denilmektedir. Tutarlı davranışı değerlendirme işi öğretmenin öğrenciye takdir ettiği not, test puanı veya gözlemlediği becerilerle ölçülmektedir. Yani başarı, okul ortamında belirlenmiş akademik program hedeflerinin öğrenme süreçleri sonunda bireydeki yansımasıdır.
Okullarda öğrenci değerlendirmeleri Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikte belirtildiği şekilde yapılmaktadır. İlköğretim okullarında kendi yaş grupları arasında bir bütün olarak değerlendirme yapılmaktadır. Buna göre program hedeflerinde derslerin ve sosyal etkinliklerin ortak katkısıyla ilgi ve yetenekleri ölçüsünde yetiştirilecekleri bir dönem olarak bakılır. Yani derslerdeki başarısızlığa göre elenecekleri bir dönem değildir. Bu dönemlerde öğrencinin başarı değerlendirilmesinde programın hedeflerindeki genel ve özel amaçların yanı sıra kazanımlar da önemlidir. Genel ve özel amaçların yanı sıra kazanımları değerlendirme de puanlama sistemi kullanılır. Öğretmen tarafından yapılan sınavlar ve performans değerlendirmesine yönelik çalışmalar yüz puan üzerinden yapılır. Bu verilen puanlar karneye beşlik isteme göre nota dönüştürülerek yazılır. Beşlik not sisteminde sıfır ve bir başarısız diğerleri ise geçer not olarak algılanır ve başarılı kabul edilir.
İlkokullarda öğrencilerin başarı duygusunu yaşamasının sonraki öğrenim yaşantılarında onları daha başarılı olmaya teşvik edeceğini ileri sürülmektedir. Her öğrencinin başarıyı tatması için öğrencilerin öğrenme karakterleri farklı olacağından dolayı her öğretmenin, program hedeflerine uygun olarak gerekli yöntem ve teknikleri kullanıp öğrenme ortamlarını zengin içeriklerle donatması gereklidir. Bu sayede farklı öğrenme tarzı olan her öğrencide anlamlı ve kalıcı öğrenme gerçekleşir. Başarı ile ilgili bir başka iddia ise öğrencilerin okuldaki öğrenmelerinin değerlendirilmesinde başarı-başarısızlık veya geçti-kaldı şeklinde değil de başarıyı öğrencinin okulda öğrendiğini gerçek yaşamda kullanma becerisi olarak ifade etmektedir.
Başarı, öğrencilerin sadece aldıkları notlar değil okuldaki öğrenmelerini gerçek yaşamlarında kullanabilme yeteneği olarak ifade edilmelidir. Bunun için öğrencilerin gerçek yaşamda başarılı olabilmeleri adına öncelikle iletişimi etkili kullanmayı bilmeleri, karşılaştığı durumları analiz ve sentezi de kullanarak eleştirel olarak irdelemeleri, problemleri algılama, karar verme ve çözme süreçlerinde üst düzey zihinsel yeteneklerini kullanmaları gerekmektedir. Bu özelliklerin öğrencilere kazandırılabilmesi için öğrenme ortamlarında etkin katılımın sağlanması, kendilerini tanıma imkânı verilmesi ve gerçek hayatta başarılı olabilmeleri adına çevre etkenlerini analiz edebilme yeteneklerinin kazandırılması gerekmektedir.
Eğitim örgütlerinde öğrenme süreçleri yapılıp dönem sonunda öğrencilere başarı göstergesi olarak geçti-kaldı veya başarılı-başarısız gibi ifadeler verilmektedir. Burada en önemli görev öğretmenlere düşmektedir. Öğretmenler Bakanlıkça verilen program hedeflerine göre müfredat oluşturup aylık, haftalık ve günlük olarak öğrenme süreçlerini dilimlemektedir. Öğrenme süreçleri sınıflarda veya atölyelerde verilirken farklı yöntem ve teknikler kullanılmaktadır. Öğrenme sürecinden sonra, yönetmeliklerle belirlenen şekilde öğrenci değerlendirilmesi de gerçekleştirilmektedir. Sosyal öğrenmenin farklılaştığı dünyada öğrencilerin öğrenme ve değerlendirme süreçleri de artık değişime uğramıştır. Bu anlamda öğretmenlerin farklı yöntem ve teknikleri kullanarak öğrenme ortamlarını içerik olarak zenginleştirmesi gerekmektedir. Aynı zamanda değerlendirme süreçlerini de eş zamanlı yapması gerekmektedir.
Eğitim-öğretim süreçlerinde ailelerin dolayısıyla toplumun; okulda ilgilendiği program hedefleri, genel amaç, özel amaç veya kazanımlar değildir. Toplumun merak ettiği öğrencinin başarılı ya da başarısız olduğudur. Tüm sorunların öğrenci başarısına indirgendiği bir ortamda okulun ve öğretmenlerin öğrenme ve değerlendirme süreçlerini dikkatli yapması beklenir. Bu anlamda eğitim araştırmacılarının da ilgilendiği konuların başında değerlendirme süreçleri gelmektedir. Başarı ifadesi eğitim araştırmacılarının genel konusu olarak görünmektedir. Öğrenci çıktıları konusunda yapılan araştırmalarda öncelikli olarak etkili bir öğretim süreci gerçekleştirmenin devamında değerlendirmenin yapılması ve nitelikli sonuçların ortaya konması hedeflenmektedir.
Yararlanılan Kaynaklar
Altıntaş, G. & Altıntaş, S. (2008). İlköğretim 5. sınıf sosyal bilgiler dersinde “kavram haritası” kullanımının öğrenci akademik başarısı üzerindeki etkisi. Kastamonu Eğitim Dergisi, 61-66.
Arıcı, İ. (2008). Öğrencilerin cinsiyetlerinin ilköğretim din kültürü ve ahlak bilgisi dersindeki başarı düzeylerine etkisi. İlahiyat Fakültesi Dergisi, 143-159.
Demirtaş, H. & Çınar, İ. (2004). Yönetici, öğretmen, veli ve öğrencilerin başarı algısı ve eğitime ilişkin görüşleri. XIII. Ulusal Eğitim Bilimleri Kurultayı, 6-9 Temmuz 2004 İnönü Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Malatya , 1-14.
Erdem, A. R. (2015). Öğrenci hizmetlerinin yönetimi. R. Sarpkaya (Ed.), Türk eğitim sistemi ve okul yönetimi (s. 242-249). Ankara: Anı.
Erdoğdu, M. Y. (2006). Yaratıcılık ile Öğretmen Davranışları ve Akademik Başarı Arası İlişkiler. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 95-106.
Güleç, S. & Alkış, S. (2003). İlköğretim birinci kademe öğrencilerinin derslerdeki başarı düzeylerinin birbiriyle ilişkisi. İlköğretim Online E-dergi, 19-27.
Korkmaz, M. (2005). İlköğretim okullarında örgütsel sağlık ile öğrenci başarısı arasındaki ilişki. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi, 529-548.
Kumandaş, H. & Kutlu, Ö. (2011). İlköğretim beşinci sınıf öğrencilerinin performans görevlerine yönelik tutumlarının akademik başarılarına ve dersleri sevme durumlarına göre incelenmesi. Eğitimde ve Psikolojide Ölçme ve Değerlendirme Dergisi, 172-181.
Olcay, A. & Döş, İ. (2009). Ortaöğretimde başarıyı olumsuz etkileyen unsurların öğrenci boyutuyla tespitine yönelik bir uygulama. Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 131-155.