Öğretmenler lisans eğitimlerini tamamladıktan sonra alanlarında hakimiyetlerini artırmak ve uzmanlaşmak için eğitimlerine devam etmek istemektedirler. Fakat karşılaştıkları zorluklar nedeniyle süreci başlamadan bitirmektedirler. Öğretmenlerin lisansüstü eğitimi tercih sebepleri araştırmalara konu olmuştur. Elde edilen bilgilere göre;
- %47’ si kişisel gelişim
- %26’ sı mesleki kariyer
- %20’ si akademisyen olmak
- % 7’si sosyal statü
amacıyla lisansüstü eğitim yapmaya karar vermişlerdir.
Öğretmenlerin yarıya yakını alanda uzmanlaşmak, eğitim sorunlarına bilimsel çözüm aramak ve eğitimdeki yenilikleri takip etmek adına yüksek lisans eğitimine başlamışlardır. Mesleki kariyer ise tüm öğretmenlerin istediği, hedeflediği bir durumdur. Kimi öğretmenlerin de yüksek lisans yapmasının altında kariyer sahibi olma isteği vardır. Uzman öğretmenlik, görevde yükselme, farklı birimlerde görevlendirmede avantaj elde etme gibi nedenleri bu kategoride değerlendirebiliriz.
14.06.1973 tarihli ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun “Öğretmenlik” başlıklı 43. maddesinde “Alanında ya da eğitim bilimleri alanında tezli yüksek lisans öğrenimini tamamlamış öğretmenlerden uzman öğretmenlik, doktora öğrenimini tamamlamış olan öğretmenlerden ise başöğretmenlik için sınav şartı aranmaz.” şeklinde bir ibare bulunmaktadır. Önümüzdeki günlerde çıkacak olan Öğretmenlik Meslek Kanununda da bu şekilde bir düzenleme olacağı gelen bilgiler arasında. Yöneticilik görevlendirmelerinde de öğretmenlerin lisansüstü eğitim yapmış olmaları kendilerine avantaj sağlamaktadır. Öğretmenlerin bu süreçte karşılaştıkları sorunlara değinmeden önce yüksek lisans yapmak isteyip de eğitime başlayamayan öğretmenlerin karşılaştıkları durumlardan bahsetmek daha doğru olacaktır.
Eğitim lisans öğrencilerinin birçoğu lisansüstü eğitime devam etme düşüncesi beslerler. Fakat son sınıfa geldiklerinde öncelikle atanma isteği ağır basar. Atamaların daha çok zorunlu hizmet bölgelerine yapılıyor olması, zorunlu hizmet bölgelerinde 4, 5 sene gibi uzun süre kalmaları iyice bu düşünceden uzaklaşmalarına sebep olmaktadır. Evlilik, çocuk sahibi olmak bu durumu daha zor hale getirmektedir. Artık öğretmenler bu durumdan sonra eğitime vakit ayıramayacaklarını düşünmektedirler.
2013 yılına kadar öğretmenlerin öğrenim gördükleri şehre tayin hakları vardı. Öğrenim özründen tayin hakkının suiistimal edilmesi nedeniyle 2013 yılında kaldırılmıştır. Öğretmenlerin bu süreçte karşılaştıkları sorunları şu şekilde sıralayabiliriz;
- Enstitülerce ders saatlerinin düzensiz bir şekilde ayarlanması
- Okul yönetiminin ders saatlerini planlamaması
- Danışmanların olumsuz tutumu
- Araştırma izinleri ile ilgili yaşanan sorunlar
- Okuldaki diğer öğretmenlerin olumsuz tavırları
Enstitü öğretim elemanlarının vakitlerinin sınırlı olması, fakültelerde de derse giriyor olmaları ders saatleri noktasında büyük sıkıntı oluşturmaktadır. Okul yönetimleri yüksek lisans yapan öğretmenlerine karşı genelde olumlu tutum sergilemektedirler. Fakat bazı yöneticilerin ders saatleri konusunda, ya da belirli alanlar için yapılacak görevlendirilmelerde sorun çıkardıkları bilinmektedir. Hizmet içi eğitimlere bu öğretmenlerin görevlendiriliyor olması, öğretmenlerin ek kurslar açmaya zorlanması gibi nedenleri kurumdan kaynaklanan zorluklar olarak nitelendirebiliriz. Sonuç olarak öğretmenlerin lisansüstü eğitimlerine devam etmeleri için kolaylaştırıcı adımlar atılması gerekmektedir. Yapılabilecekleri şu şekilde sıralayabiliriz;
- Enstitü tarafından ders saatleri konusunda, derslerin seçimi hususunda gerekli tedbirlerin alınması
- Okul yönetimince ders saatlerinin birlikte planlanması ve gerekli yardımın sağlanması
- Okul yönetimince bu öğretmenlere öğrenimleri bitene kadar ek görevler verilmemesinin sağlanması
- Daha çok öğretmenin yüksek lisans yapması için öğretmenlere özel eğitimlerin açılmasının sağlanması